VIII. yy’da İrlandalı din adamları tarafından bulunduğu kesinlikle bilinen İzlanda’ya, IX. yy’da Norveç’ten gelen Vikingler yerleştiler. Onların eski İskandinav kumrularıyla (özellikle Alting, yani özgür insanlardan oluşan kurul) ada bir tür bağımsız cumhuriyete dönüştü. XIII. yy’da iç rekabetler sonunda Norveç egemenliğine elverişli bir ortam oluştu ve Norveç kralı Haakon IV, adayı himayesine aldı. Danimarka’nın Norveç’e karşı kazandığı zafer sonucunda, 1380’de İzlanda bu ülkenin boyunduruğuna girdi. XVI. yy’da lutherciliğin halka zorla benimsetilmesine karşın, İzlanda 1800’e kadar özerkliğini belli ölçüde korudu. XIX. yy’da ada doğrudan doğruya Danimarka’nın egemenliğine girdi. Ama Danimarkalılar giderek ödün vermek zorunda kaldılar; 1874’te bir anayasa hazırlandı; daha sonra 1904’te de yönetimsel özerklik sağlandı.
1918’de İzlanda, Danimarka’ya yalnızca Danimarka kralının kişiliğiyle bağlı bağımsız bir devlet haline geldi. Bu son bağ da İkinci Dünya savaşında ada İngiliz ve A.B.D. kuvvetleri tarafından işgal altına alındığında koptu. 17 Haziran 1944’te tümüyle bağımsız bir cumhuriyet olarak büyük devletler ve Danimarka tarafından resmen tanındı. 1949’da NATO’ya katıldı; 1950’de Avrupa Konseyi’ne kabul edildi.
Avrupa’da ilk olarak bir kadın, Vigdis Finnbogadottir, İzlanda’da 29 Haziran 1980’de cumhurbaşkanlığına seçildi (1984; 1988 ve 1992 haziranında yeniden seçilerek cumhurbaşkanlığını sürdürdü).
Şubat 1980’de Gunnar Thoroddsen tarafından kurulmuş olan yeni merkezi sol hükümet, Ağustos 1982’de çoğunluğu yitirdi. Nisan 1983’teki erken seçimlerden sonra, Steingrimur Hermannsson başkanlığında merkez-sağ bir hükümet kumldu. 1987 seçimlerinde iktidara gelen koalisyon hükümetinin başı Thomstein Palsson’un (Bağımsızlık Partisi’nden) 1988 Eylülünde istifa etmesinden sonra, bir koalisyon hükümeti başında yeniden iktidara gelen S. Hermannsson, 1991 seçimlerinde başbakanlığı, yeni bir koalisyon hükümetinin başına geçen Muhafazakâr Parti’den David Odsson’a bırakmak zorunda kaldı.
Son Yorumlar