Tunç devrinde İrlanda sanatı, yontma taşlarla, ince bir zevkle süslenmiş ve çoğu kez altından yapılmış çok sayıda eşyayla (mücevherler, kül kapları, vb.) temsil edilir.
New Grange ve Sliathna-Calliaghe’daki tümülüsler, en güzel yontma taş bloklarıyla çevrili megalitik dönemden kalma iki İrlanda anıtı olarak kabul edilir; New Grange’de köşegen çizgiler, geçmeler ve çemberlerle süslü sarmal motifi, bunların üstündeki gravürlerin en yaygın motifidir.
KELT ETKİSİ
Hıristiyanlık çağının başlamasından önceki iki ya da üç yüzyıl boyunca İrlanda’ya birbiri ardından pek çok Kelt dalgası geldi. Ülkeye, La Tene (İkinci Demir devri) adı verilen uygarlığın girişi bu dalgalardan biri sırasında oldu. Bir yandan tunçtan maşrapalar ve aynalar, altın kakmalı gümüş kolyeler, öte yandan da yerleşme yerlerinde bulunan araç-gereç, silah kılıfları, çanak-çömlek, paralar, İrlanda Hıristiyan sanatının geniş ölçüde yararlanacağı çok zengin bir sanat tabanı oluşturdu. Kelt mine ustalarında çok görülen sarmal çizgi motifleri, VII. ve VIII. yy. İrlanda tezhip sanatçılan tarafından yeniden ele alındı; metal ve mine işlemesinde başlıca motif olarak kaldı (Ardagh kupası, Tara broşu, VIII. yy.).
TAŞ SANATLARI
Görünüşleriyle arı kovanını andıran, taştan yapılmış bir tür kulübe olan dun’lar İrlanda’daki ilk mimarlık örnekleridir. İlk dua yerleri, bunlar örnek alınarak yapılmıştır ve en eski manastırların (Kerry açıklarında bir kayanın tepesindeki Skelling Michael) yapım biçimi de bu ilk dua yerlerininkinden pek farklı değildir. VIII. yy’da yapılan Armagh, Kildare, Lismore ya da Kells manastırlarından günümüze pek az şey kalmıştır.
Tek parça taştan oymalı yüksek haçlar olan high crosses, İrlanda sanatının süsleme özelliklerini yansıtır. En eski haçlar VI. yy’dan kalmadır. Ahenny, Kilkieran, Killamory, Kilrea haçları VIII. yy’dan kalmadır ve oldukça ünlüdür; ama daha sonraki tarihlerde gerçekleştirilen en güzel örnekler, İrlanda’nın kuzeyinde yükselir.
KUYUMCULUK
Madenler üstüne yapılmış ürünler daha VII. yy’dan başlayarak keşiş ya da laik Mandalı Hıristiyan kuyumcuların VII. yy. sonlarına doğru eriştikleri olağanüstü ustalığın habercisidir. Brian Boru (XI. yy.) yönetimi sırasında güzel sanatların yeniden canlılık kazanması, kuyumculukta yeni gelişmelere yol açmış, bu gelişme XII. yy. Saint-Patrick çan kulesindeki kutsal emanet sandığı (1094-1105) gibi ustalıkla yapılmış yapıtlarla süslenmiştir.
ÖZGÜNLÜKTEN UZAK OLAN YAKINÇAĞLAR
XII. yy. ortalarına doğru Cîteaux mezhebi üyeleri İrlanda’ya roman mimarlık üslubunu getirdiler. Mellifont (1142), Böyle (1161) ve Monasternenagh (1185), Cîteaux tarikatının kurduğu roman üslubunda manastırlardır; ama bu tarikat, zaten Norman fetihleriyle büsbütün yıkılacak bir sanatın özgün kaynaklarını geliştirmemiştir. XV. ve XIV. yy’larda Manda gotik mimarisi, İngiliz gotik üslubunun pek parlak olmayan bir uzantısından başka bir şey değildir. Reform döneminde çok sayıda manastır yakılıp yıkılmış, ayrıca sürekli savaş ve karışıklıklar içindeki XVII. yy. İrlanda’sı plastik sanatların gelişmesine elverişli bir ortam olmamıştır.
Mimar ve heykelciler, Dublin’de ve İrlanda’nın birçok kentinde, İngiltere’de çok beğenilen örneklerden esinlenen önemli çalışmalara ancak XVIII. yy’da girişmişlerdir. Bazen yeni gotik (Cork ve Killarney katedralleri) bazen de yeni-klasik(1802’de James Gandon’un yaptığı Dublin Adalet Sarayı) üsluptaki XIX. yy. mimarisiyse, pek belirgin değildir.
XX. yy. başlarında Jack Yeats, Paul Henry ve Patrick Tucky gibi ressamların yapıtları da, gerçek anlamda bir İrlanda okulunun varlığını kanıtlamaktan çok, birtakım bireysel öne çıkışların belirtileridir.
Son Yorumlar