Güneş tanrısı ve sülalenin kurucusu İnti kültüyle İnka kültü birbirine karışmıştı. İnti onuruna yapılan tapmaklar, dinsel olduğu kadar siyasal bir özellik de taşıyordu. İnka egemenliğindeki halkların, benimsemiş oldukları doğacılık, fetişizm ve animizmin ötesinde, krallığın birliğini desteklemeye yarıyordu. Ele geçirilen topraklardaki halkların tanrıları, İnkaların düşmanlığına hedef olmadıkları gibi, onlar tarafından benimsenerek kendi tanrıları araşma katılmıştır. Hiçbir dinsel İnka yapısı da, Cuzco’da yapılmış olan Güneş tapmağı Coricancha’ nın görkemini gölgeleyebilecek güçte değildir.
Din adamları arasındaki aşamalanmada, İnti kültü rahipleri en yüce saygınlığı olan kişilerdi. Bu din adamlarının devlet işlerine giderek artan etkilerini gören inka Pachacutec, Güneş kültünün yanı sıra bir de Viracocha (Yaratıcı) kültünün kurulmasına karar verdi; böylece Güneş tanrısı, En Yüce Varlık tarafından yaratılmış sıradan bir varlık durumuna düştü (bu “yeni” tanrının kökenleri, Amerika Kızılderililerinin çok sayıdaki mitleriyle birlikte, dünyayı doğurmuş olduğu kabul edilen en üst bir tanrıyla karışır).
Viracocha önce gökyüzünü ve karanlıklar içinde yaşayan insanların oturduğu yeryüzünü yarattı. Gizli bir günahı ödemek için, ilk insanları taştan heykellere çevirdi. İkinci bir girişimde, Titicaca gölünden çıkan tanrı, Güneş’i, ışığı, Ay’ı ve yıldızları yarattı, kayalara insan neslinin atalarının heykellerini oydu, her birine de gideceği bir toprak parçası ayırdı. Yapıtı tamamlanınca, Yüce Varlık paltosunu denizin yüzeyine atarak, batan Güneş doğrultusunda uzaklaştı. Doğadaki en büyük eksiklikler ve kusurlar, tanrının çevresindeki uğursuz bir varlıktan kaynaklanıyordu. Kötü yürekli ve sürekli olarak babasının yaptıklarına karşı çıkan Taguapica, dünyayı, Viracocha yarattığı ölçüde bozmaya özen gösterdi.En Yüce Varlık, her şeyden önce din adamlarını, senyörleri ve inkarım yakın çevresini ilgilendiren bir tanrı bilime bağlıydı. Öte yandan, Güneş’in kız kardeşi ve karısı olarak kabul edilen Ay’ın ayrı bir kültü vardı.
İnka halkının inanışına göre, çok sayıda nesne ya da yer (huacac) imparatorluğun ulu önderi ile aralarında ilişki kurulur kurulmaz kutsallaşırdı (sözgelimi, inkanın bir süre kalmış olduğu herhangi bir ev hemen kutsal sayılırdı). Conopa olarak adlandırılan küçük kişisel fetişlerin de koruyucu gücü olduğuna inanılırdı.
Günlük yaşamda dinsel bayramlara büyük yer ayrılmıştı. En önemlileri, bir olayın (gündönümü, ürün kaldırma, vb.) geri dönüşünü kutlamak için yapılırdı. Bazılarıysa (sözgelimi, yeni bir inkanın tahta geçmesini izleyen bayram) insanların kurban edilmesini gerektirirdi. Azteklerinki kadar korkunç ve kanlı olmasalar bile, bu törenlerde küçük çocuklar ve genç kızlar kurban edilirdi. İnkalarm tarihi, XVI. yy’da sona erdiği halde, bu tarihin Peru’da yoksulluk içinde yaşayan yedi milyon yerlinin yaşamıyla bağlantısı vardır; keçua dilini konuşan bu insanlar, Peru toplumunun dışında yaşarlar.
Son Yorumlar