Eskiçağ’ın en ünlü hekimi (İstanköy, Sporades adaları, İ.Ö. 460-I,arissa. Tesalya, İ.Ö. 377).
Her Şeyden Önce Zarar Vermemek
Dedesi ve babası hekim olan Hippokrates, doğup büyüdüğü İstanköy’den çok genç yaşta ayrılarak Mısır’da ve Anadolu’da dolaştı; vebadan kırılan Atina’ya gelince, kentte çok büyük ateşler yaktırarak salgını önledi. Yaşam boyunca süren gezintileri sırasında, ders verdi ve yetiştirdiği öğrencilerinden pek çoğu, öğretisinin yayılmasında yardımcı oldular. Bilgileri ansiklopedik düzeydeydi. Hippokrates’in tıp öğretisi, bedene yararlı olanı kabul edip, zararlı olanı geri çevirerek, organizmanın çalışmasını sağlayan, doğa adım verdiği bir yaşam ilkesinin varlığını temel alır. Bu güç, hastalık sırasında öldürücü etkenlerle savaşmakta; savaşı doğa kazanırsa sonuç hastanın iyileşmesi, yenik düşerse ölümü olmaktadır. Hekimin rolü doğanın işini baltalamak değil, ona yardımcı olmaktır: Primum non nocere (her şeyden önce, zarar vermemek).
Başlıca Dört Suyuk
Hippokrates’in anatomi bilgisi, kemikbilim (osteoloji) dışında oldukça azdı. Kan dolaşımını bilmiyordu: Ona göre, bazı damarlarda hava vardı. Ayrıca, sinirlerle kirişleri birbirine karıştırıyordu.
Beden de başlıca dört suyuktan meydana gelmişti: Kalpten gelen kan; karaciğerden gelen safra; dalaktan gelen kara ya da sarı safra; beyinden gelen flegma ya da sümük. Hippokrates’e göre bu dört öğe arasındaki denge, sağlıklı olmayı sağlamakta, dengenin bozulmasıysa hastalığa yol açmaktadır.
Hippokrates habitus adını verdiği başlıca iki beden yapısı türü ayırt ediyordu: Fitizik yapı; apoplektik yapı. Bunlardan ilki, veremden; İkincisiyse beyin kanamasından ölmeye eğilimliydi.
Hippokrates’in yazıları altmış kadar yapıttan oluşur. Aralarında bazılarının ona ait olup olmadığı, kuşkuludur; ancak bunların, öğrencileri tarafından yazıldığı ya da Hippokrates’in onayı alınarak gerçekleştirildiği, dolayısıyla Hippokrates’in ilkelerine sadık kaldığı da bilinen bir gerçektir.
Bu yazılar dört öbekte toplanabilir: Birinci öbekte bir hekimin meslek görevleri anlatılır (ünlü Hippokrates Yemini de bunların arasındadır). İkinci öbekte, genel ve felsefe üstüne incelemeler yer alır (İnsanın Yapısı). Üçüncü öbek, sağlık bilgisi incelemelerini (Peri Aeron, Hydaton, Topon [Havalar, Sular ve Ülkeler Üstüne]), dördüncü öbekse tıp incelemelerini (Kırıklar; Çıkıklar; Salgınlar vb.) kapsar.
Hippokrates Yemini
“Aşağıdaki sözlerimi ve yeminimi bütün güç ve kudretimle yerine getireceğime hekim Apollon, Asklepios, Hygieia, Panakeia, bütün tanrı ve tanrıçalar üstüne yemin ederim ve onların tanıklığına sığınırım: Hekimlik hocamı ana babamla bir tutacak, tüm varlığımı onunla paylaşacak ve gerektiğinde yardımına koşacağım; çocuklarını kardeşim gibi sevecek, isterlerse hekimliği onlara karşılıksız öğreteceğim.
Hekimlik kurallarını, oğullarım, hocamın oğulları ve tıp yasalarına göre yemin etmiş ve söz vermiş öğrencilerden başka kimseye öğretmeyeceğim.
Hastaların tedavisini, bütün güç ve düşüncemle onların yararına ayarlayacağım, her çeşit kötülük ve haksızlıktan kaçınacağım.
Benden istense bile, hiç kimseye zehir vermeyeceğim ya da böyle bir telkinde bulunmayacağım; aynı biçimde, hiçbir kadına çocuk düşürten bir alet vermeyeceğim. Yaşamımı namus ve dürüstlük içinde geçirecek, mesleğimi bu yönde uygulayacağım. Taş sancısı çekseler bile, hiç kimseye mesane ameliyatı yapmayacak, bunu söz konusu işle uğraşanlara bırakacağım.
Girdiğim her eve yalnızca hastaların yararı için gireceğim; bile bile yapılan ve bozucu nitelikte olan her türlü kötülük ve ahlaksızlıktan uzak duracağım; özellikle, özgür olsun köle olsun, kadınları ve erkek çocukları aldatmaktan kaçınacağım.
Mesleğimi yerine getirirken ya da başka zamanlarda, toplum arasında gördüğüm ve işittiğim, gizli kalması gereken konularda ağzımı sıkı tutacak ve bunları bir sır olarak saklayacağım.
Bu yemini hiç bozmadan yerine getirebilirsem, yaşamımı ve mesleğimi mutluluk içinde geçireyim, insanlardan her zaman saygı göreyim; eğer yeminimi bozar ve yerine getirmezsem,bütün bunların tersi olsun.”
Son Yorumlar