Atatürk’ün Selanik’e Dönüşü

Atatürk’ün Selanik’e Dönüşü, Mustafa Kemal, zor şartlar içinde geldiği Makedonya’da eski okul arkadaşları ve öğretmenlerinin yardımıyla “Vatan ve Hürriyet Cemiyeti”nin Makedonya şubesini açtı. Bir süre sonra tekrar Şam’a döndü. 1907’de Şam’daki stajını bitirip Kolağası rütbesiyle Makedonya’ya tayin edildi.

Mustafa Kemal, siyasi faaliyetlerini İttihat ve Terakki Cemiyetinde sürdürdü. Fakat bir süre sonra İttihat ve Terakki Cemiyetiyle fikir ayrılığı yaşadı. Mustafa Kemal’e göre II. Meşrutiyet’in ilanından sonra İttihat ve Terakki gizli bir teşkilat olmaktan çıkarılıp parti şekline dönüşmeliydi. Ordu mutlak suretle siyasetten arındırılmalıydı. Bu görüşleri nedeniyle İttihat ve Terakki Cemiyeti ileri gelenleriyle arası bozuldu. Mustafa Kemal cemiyet hakkındaki fikirleri nedeniyle Trablusgarp’ta düzeni sağlamak bahanesiyle Selanik’ten uzaklaştırıldı.

Trablusgarp’ta kendisine verilen görevi başarıyla tamamlayan Mustafa Kemal, Selanik’e döndü ve 1909’da 3. Ordu’nun Selanik Tümeni Kurmay Başkanlığına atandı. Bu görevde iken 31 Mart Vakası gerçekleşti. Meşrutiyete karşı yapılan bu ayaklanmayı bastırmak için Selanik’te kurulan Hareket Ordusunda kurmay başkanı olarak görev aldı. Şam ve Trablusgarp’ta bu tür isyanları bastırmada tecrübeli olan Mustafa Kemal’in Hareket Ordusu için hazırladığı kuruluş ve hareket planı beğenildi. Mustafa Kemal’in de bizzat katıldığı Hareket Ordusu İstanbul’da meşrutiyet karşıtlarını engelledi. II. Abdülhamid tahttan indirildi ve yerine V. Mehmet Reşat tahta geçirildi. Bu olaydan sonra İttihat ve Terakki, yönetimde etkin bir güç olarak yerini aldı. Mustafa Kemal, Selanik’te toplanan İttihat ve Terakki Cemiyeti kongresinde yaptığı konuşmasında: “Ordu mensupları İttihat ve Terakki Cemiyeti içinde kaldıkça millete dayalı bir parti kuramayız. Orduyu da zaafa uğratırız. Ordu ile cemiyeti ayıralım. Cemiyet tam manasıyla siyasi bir parti halinde, milletin sinesinde kök salsın. Ordu da asıl işi olan yurt savunması ile uğraşsın. Dolayısıyla siyasete atılmak isteyen subaylar ordudan ayrılıp cemiyete mal olsunlar. Bundan sonra, subayların siyasi örgütlere girmelerini engelleyecek hukuki önlemler alınsın.” diyerek İttihat ve Terakki Cemiyeti ile arasındaki görüş ayrılıklarını daha da belirginleştirdi. Kongreden sonra İttihat ve Terakki Cemiyeti ile yaşadığı siyasi görüş ayrılıkları nedeni ile Mustafa Kemal mesleki çalışmalarına ağırlık verdi.

Mahmut Şevket Paşa’nın kurmay başkanlığı görevini başarıyla sürdürdü. 1910’da Fransa’da düzenlenen Picardie (Pikardi) Manevraları’na katılacak heyete seçildi.

Mustafa Kemal Hareket Ordusu Subayları ile

Mustafa Kemal, Hareket Ordusu Subayları ile, Selanik 1909

Atatürk’ü Şapka İnkılabına iten Fes Olayı

Fransa seyahatine Mustafa Kemal’le birlikte Binbaşı Selahattin ve Fethi Bey de katılır. Bu onun Batı Avrupa ile ilk temasıdır. Tatsızlık daha yolda başlar. Fesli Selahattin Bey, yolda alay konusu olur. Manevralar esnasında yabancı ataşelerden bir albay Mustafa Kemal’in mesleki görüşlerine katılmakla beraber, onun başını göstererek “Ne diye bu tuhaf başlığı giyersiniz, başınızda bu oldukça kafanıza kimse itibar etmez.” der. Bu olaylar onun üzerinde kalıcı bir etki bırakır. Mevcut kılık ve kıyafetle Türklerin uygar dünyada ciddiye alınmadığına kanaat getirir. Olay 15 yıl sonra Şapka İnkılabı uygulamasına yol açacaktır.

Hadi Paylaş!Share on FacebookTweet about this on TwitterShare on Google+Share on RedditPin on Pinterest

Comments

  1. ATATÜRK YOK, GİTTİ DİYORLAR
    Atatürk’ü soruyorum, nerede diyorum?
    Atatürk yok, gitti, diyorlar.
    Nereye gitti, diyorum?
    Bilmiyoruz, diyorlar.
    * * * *
    Olmaz, Atatürk gitmez, diyorum.
    Bizi bırakıp nereye gidecek?
    Sınırda nöbet bekliyordur.
    Türkiye Cumhuriyeti’ni koruyordur.

    Yazan: Serdar Yıldırım

    ——————————————-

    SELANİK YİĞİDİ
    Selanik’te bir yiğit doğar.
    24 yaşında yüzbaşı olur.
    Yurduna saldıran düşmanlara karşı koyar.
    Genç yaşında dünyaya nam salar.
    * * * *
    Sağ elinde kılıcı siperden fırlar.
    Hücum diye bağırır, ileri atılır.
    Türk askeri komutanın peşinden gider.
    Önce Mustafa Kemal düşmana çarpar.
    * * * *
    Bir insan bu kadar mı büyük doğar?
    Yaşamı boyunca bu kadar mı büyük işler başarır?
    İnsanlık tarihini bu kadar mı değiştirip yeniden yazar?
    Zirvedeki yerinde bu kadar mı yalnız kalır?

    Yazan: Serdar Yıldırım

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.