Aba Nedir? ABA, Yünden dövülerek yapılan kalın ve kaba kumaş. Eskiden cüppe, kalçın, potur, hırka, çakşır, ve terlik yapımında kullanılırdı. Bugün de memleketimizin bazı bölgelerinde kullanılmaktadır: Ayağında bir aba potur vardı (R.N. Güntekin). Ayaklarında geniş aba terlikler (H. R. Gürpınar). Lâcivert abadan yapılmış ceketini hemen çıkardı (Kemal Tahir).
Abadan veya kalın kumaştan yapılmış üstlük hırka, cüppe: Patrik ve bütün ruhban, ellerinde haçlar, som sırma abalar giyinmiş, genç Fatih’in karşısına çıktılar (Yahya Kemal). Abadan yapılan, dervişlerin giydiği ve tarikat muhitinde dervişliğin sembolü olmuş, önü açık bol hırka: Bir mana sultanı… bir aba, bir kırba, o kadar (Nezihe Araz). Aba var post var meydanda er yok (Yahya Kemal). İçim muradına ermiş/ Abasız postsuz bir derviş (A. H. Tanpmar). Yoksulluk alâmeti: Kimine bir aba vermez giyesi/Kiminin atına atlas çul eyler (Yunus Emre).
Aba altından değnek göstermek, üstü kapalı bir şekilde tehdit etmek. Abâ be dûş, abası sırımda. Mec. Rind, kalender, derviş: Rind-i abâ hedûş fakir-i revendeyiz (Yahya Kemal).
Aba giymek, dervişliğe intisap etmek: Eğnime giydim abayı / Terkettim kamu kabayı (Muhiddin Abdal). Abayı atmak, bir yükten ve sorumluluktan sıyrılmak, ferahlamak. Abayı yakmak. Argo. Âşık olmak, tutulmak: Birine abayı yakmış (Ahmed Rasim). Afitab hüsnüne hub cemaline / Var mı Dertli gibi abası yanık (Dertli), (yakmak yerine tutuşturmak da kullanılır: Anlaşılan bu da abayı tutuşturdu (Ali Bey.)
Abacı i. Aba yapan, aba diken, aba satan. Halk dili. Bedavacı, asalak.
DEYİM: Tekiz. Abacı kebeci, olur olmaz kimseler Abacı kebeci, sen neci?, senin bu işle ne ilgin var?
Abalı sıf. Aba giyen. Mec. Himayesiz, fakir, kimsesiz.
DEYİM Vur abalıya, âciz, zavallı ve suçsuz olana yapılan haksızlığı ifade için kullanılır: işte ben de dairelerin aptalıyım. Vur abalıya (R. N. Güntekin).
Abâpûş; Derviş, tarikat mensubu: Rûh yok savma’anın pir-i abâ- pûşunda (Nâilî-i Kadim).
ABA Abla Anne: Eski Türkçede apa şekliyle «abla» anlamına gelen, sonradan «anne» anlamını da kazanan bu kelime, bugün ağızlarda üvey anne, büyükanne, kaynana, yenge, teyze, hala anlamlarında da kullanılmaktadır.
ABA (çoğul, isim, ararapça baba’dan âba). Eski Babalar: İtilâf etmiyor âbâ ile evlâd henüz (Muallim Naci). Atalar, erkek cedler. Mecazi. Büyükler, ileri gelenler.
DEYİM. Âbâ vü ecdad. atalar, cedler: Âba vü ecdadımız gayretli adamlar imiş (Muallim Naci).
Din. Âbâ-i Kenisâiyye veya Âbâ-i Nasrâ- ntyye, hıristiyan dini uluları. Bk. Kilise BA- BA’lan. Âbâ-i mâneviyye, mürşitler, tarika büyükleri, ahlâk ve maneviyat sahasının yol göstericileri.
Felsefe. Âbâ-i ulviyye, eski felsefede ve astrolojide (ilm-i nücum) yeryüzü kuvvetlerine (hava, su. toprak, ateş) ve insanların talihine hükmettiğine inanılan yıldızlara verilen ad (fars. Pederan-ı bülend).
ABA. Etnoloji. Abakan Türklerinden küçük bir oymak. Sayan dağlarının kuzeyinde, Aladağ yamaçlarında ve Tom ırmağı kıyılarında yaşarlar. Eskiden beri demirci olarak tanınmışlardır. Dilleri, Türk dilinin Sibirya şivelerine girer,
ABA, Nijerya’da (doğu bölümü) şehir; Harcourt limanının kuzeydoğusunda; 58 000 nüfuslu Ticaret merkezi,
ABA, Eski coğrafya Anadolu’da, eski Lidyalıların oturdukları bir yerin adı; Çanakkale’nin bir köyünde bulunan bir kitabede (yazıt) geçer. Sardeis bölgesinde. Davaziı yakınlarında olabilir.
ABA (Sâmuel), Macaristan kralı (1041- 1044). Kral Aziz İstvan’ın kayınbiraderi. Eniştesinin yerine geçen Pietro Orseolo’yu devirdi, kendisi de imparator Heinrich III tarafından tahttan indirildi, (L) ab absurdo (lat. dey. saçma yoluyle anlamına). Mantık. Abese irca ederek. «ab absurdo» metodu, bir önermenin doğru olduğunu ispat etmek için, çelişiğinin doğru olduğu farzedilerek başlanan akıl yürütme. (Böylece bir çelişikliğe varılırsa, üçüncüyü dışta bırakma prensibine dayanılarak, ilk önermenin doğru olduğu sonucu çıkarılır. «Asal sayılar dizisi sınırsızdır» teoreminde olduğu gibi.)
Son Yorumlar