Koalisyonlar Başbakanı İsmet İnönü
Demokrat Parti iktidarı 27 Mayıs 1960 Devrimi’yle son bulunca, Kurucu Meclis oluşturulmuş ve yeni bir anayasa hazırlığına girişilmişti. Milli Birlikçiler, Kurucu Meclis’e katılan İsmet İnönü’ye karşı genel olarak saygılı davranıyorlardı. Ancak İsmet İnönü, 27 Mayıs Devrimi’ni onaylamakla birlikte, askerin yönetimde fazla kalmasını doğru bulmuyor, bir an önce seçime gidilmesini istiyordu. 1961 seçimlerinde CHP, seçime katılan öteki partilere oranla daha çok milletvekili çıkardı. Bunun üzerine cumhurbaşkanı Cemal Gürsel, bakanlar kurulunu oluşturma görevini İsmet İnönü’ye verdi. Ne var ki, Meclis aritmetiği CHP’nin tek başına iktidar olması olanağını vermiyordu. Nitekim, İsmet İnönü, karşıt görüşlü partilerle koalisyon hükümeti kurmak zorunda kaldı. Birinci koalisyonu Adalet Partisi’yle (20 Kasım 1961-25 Haziran 1962), ikinci koalisyonu Yeni Türkiye Partisi-Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi’yle (25 Haziran 1962-25 Aralık 1963), üçüncü koalisyonu da bağımsız milletvekilleri ve senatörlerle yaptı. 1965 mali yıl bütçesinin görüşülmesi sırasında koalisyon hükümeti T.B.M.M ‘nden güvenoyu alamayınca İsmet İnönü istifa etti (13 Şubat 1965). İsmet İnönü beş yıl kadar süren bu koalisyonlar başbakanlığı sırasında 22 Şubat (1962) ve 21 Mayıs (1962) askeri ayaklanmalarıyla karşılaştı. 22 Şubat 1964’te Başbakanlık merdivenlerinden çıkarken bir suikastçının tabanca ile saldırısına uğradı, ama yara almadan kurtuldu.
Başbakanlığı sırasında İnönü’yü en çok uğraştıran konulardan biri de Kıbrıs sorunu oldu. 1963’te Kıbrıs cumhurbaşkanı Makarios’un, Kıbrıs Anasayası’ndaki Türk toplumuna ilişkin hakların devlet düzenini dengesizliğe sürüklediğini ileri sürerek Anayasa’nın değiştirileceğini ilan etmesi üzerine Rumlar Türklere karşı saldı riya geçmişlerdi. İnönü hükümeti bu girişime çok sert karşılık vererek, Türk jetlerine ada üstünde uyarı uçuşları yaptırdı. Ayrıca Rumların Türklere karşı yürüttükleri tedhiş hareketlerini sürdürmeleri halinde adaya asker çıkaracağım bildirdi. Bu gelişmeler üstüne A.B.D. başkam Johnson, başbakan İsmet İnönü’ye bir mektup göndererek, A.B.D’nin Türkiye’ye verdiği askeri araç ve gereçlerin, veriliş amaçları dışında kullanılamayacağını bildirdi. Ayrıca İnönü’yü A.B.D’ne davet etti. İsmet İnönü, A.B.D. gezisinde başkan Johnson’la görüştü, ama kesin bir sonuç alamadı. Rumların saldırıları ancak Türk Hava Kuvvetleri’ne bağlı uçakların 8-9 Ağustos 1964’te Kıbrıs’ı bombalamaları sonucu durdurulabildi. İsmet İnönü, 27 Mayıs Devrimi’nden sonra Yassıada’da yargılanıp ölüm cezasına çarptırılan DP’lilerin cezalarının uygulanmaması yolunda da çok çaba harcadı, ama başarılı olamadı. Bununla birlikte, ilk koalisyon döneminde eski DP’lilerin cezalarının indirilmesi ve salıverilmeleri konusunda da bir af yasası çıkartılmasında etkili oldu. Gene bu dönemde, planlı iktisat anlayışı uygulandı, Türkiye’nin Ortak Pazar’a girişi gerçekleşti, S.S.C.B’yle dostluk ilişkileri pekiştirildi.
Ortanın Solu ve CHP’den Ayrılış
1965 seçimleri sonucunda İsmet İnönü ve partisi iktidar olabüecek çoğunluğu kazanamadı. Gerçi İsmet İnönü, seçim öncesinde bizzat kendisinin ortaya attığı “ortanın solu” siyasetiyle hem partisine yeni bir yön vermeyi, hem de sosyal demokrat kesimin oylarını alabilmeyi umuyordu ama, seçim kazanılamadığı gibi İsmet İnönü de parti içinde birtakım eleştirilere uğradı. Partililerin bir bölümü, bu anlayışın CHP’ni sola götüreceğinden kaygılanıyorlar, bir bölümü de bu anlayışın CHP’nin siyasal yelpazede gerçek yerini göstermediğini ileri sürüyorlardı. İsmet İnönü’nün güçlü kişiliği, denge öğesi olması, karşıt grupların partiden kopmalarım önledi. Ancak 1971’deki 12 Mart muhtırasından sonra CHP’nden ayrılan Nihat Erim’in başbakan olması ve CHP’nin bu hükümete katılması kararı, İsmet İnönü’yle genel sekreteri Bülent Ecevit’in arasını açtı. Bülent Ecevit genel sekreterlikten istifa ederek ayrıldı. Parti içi karışıklığa bir çözüm bulmak için toplanan CHP kurultayı, Bülent Ecevit’i yeniden genel sekreterliğe seçince, İsmet İnönü önce CHP başkanlığından (8 Mavıs 1972), soma da sırasıyla CHP üyeliğinden (4 Kasım 1972) ve milletvekilliğinden ayrıldı (14 Kasım 1972). 1961 Anayasası’nın 70. maddesinde cumhurbaşkanlarına tanınan hakkım kullanarak Cumhuriyet Senatosu üyesi oldu (16 Kasım 1972). Sağlık sorunları kendisini etkin siyasetten alıkoymaya başladı. CHP’ne ve yeni yöneticilerine olan kırgınlığı da onu suskunluğa itti. Bu arada kendi önerisi olan “ortanın solu” siyasetinden yeni bir yorumla geri dönmek gereksinmesini duydu, özellikle 1973 seçim kampanyası sırasında yeni CHP yönetimine karşı ağır eleştiriler yöneltti. Aralık 1973’te Ankara’da ölen İsmet İnönü, Bakanlar Kurulu’nun aldığı bir kararla Anıtkabir’e gömüldü.
Son Yorumlar