1924 Anayasasının Özellikleri ve Esasları Nelerdir? 1924 Anayasası Altı bölümden ve 105 maddeden oluşan 1924 Anayasasının özellikleri aşağıdaki gibi sıralanabilir:
a) Cumhuriyet ilkesi. Devletin temel niteliğinin Cumhuriyet olduğu Anayasanın Türkiye Devleti bir Cumhuriyet’tir diyen birinci maddesinde vardır. Bu Anayasada, hiç bir hükümdarlık hanedanın tanınmayacağı, yasama organı ile devlet başkanının dolaylı yoldan veya doğrudan seçimle seçileceği benimsenmiştir.
b) Devletin dini. Anayasada, devletin dininin, İslâm olduğu yazmıştır. Hilafetin, Anayasadan önce kaldırılmış olmasına, Anayasanın kendisinin de lâik olmasına rağmen, şartlar böyle bir kuralın Anayasada yer almasını gerektirmiştir. Bu kuralın Anayasadan çıkarılması, ancak 1928 yılında yapılan Anayasa değişikliği ile olabilmiştir.
c) Meclisin üstünlüğü. 1924 Anayasası, TBM Meclisini, egemenliği kullanan tek organ olarak tanımıştır. Meclise yasama yetkisinin dışında, başka yetkiler de vermiştir. Örneğin, mahkemelerden çıkıp kesinleşen ölüm cezalarının yerine getirilmesi, Meclisin görevleri arasında yer almıştır. Bu görevin, af yetkisine sahip olan Meclise verilmesi, kişinin yaşamına son veren önemli bir kararın, ulus egemenliğinin tek kullanıcısı olan Meclisin iznine bağlanması, Anayasanın kişi hayatına ve ulusal egemenliğe verdiği önem açısından anlamlıdır.
Meclisin üstünlüğü ilkesi, Anayasanın başka kurallarında da görülmektedir. Örneğin, yasama organının tek meclisten oluşması, Cumhurbaşkanı seçiminin Meclise bırakılması, Meclisin dağıtılması yetkisinin Meclisin dışında, başka bir organa verilmemesi gibi.
d) Güçler birliği ilkesi, 1924 Anayasası ile güçler birliği ilkesinin yumuşatılmış bir biçimde sürdürülmekte olduğu görülür. 1924 Anayasası0nın 4. maddesinde, Türk Ulusu adına egemenlik hakkını yalnız Meclisin kullanacağı, ve 5. maddesinde de, yasama yetkisi ile yürütme gücünün Büyük Millet Meclisinde belirdiği ve onda toplandığı kuralı yer almakla, güçler birliği ilkesinin benimsendiği açıkça görülmektedir. Güçler birliği ilkesinin, 1921 Anayasasında olduğu gibi, katı bir şekilde uygulanmadığı, parlamenter sisteme yaklaşan, yumuşak bir uygulamaya gidildiği, yine Anayasanın yürütmeyi düzenleyen maddelerinden anlaşılmaktadır. Buna göre, yürütme, Cumhurbaşkanı ve onun atayacağı Bakanlar Kurulu eliyle kullanılır; Bakanlar Kurulunun, Meclisten güvenoyu alması gerekir; Bakanlar Kurulu, Meclise karşı sorumludur; Meclis, her zaman Bakanlar Kurulunu denetleyip düşürebilir.
e) Cumhurbaşkanı’nın yetkileri. Anayasanın Cumhurbaşkanına tanıdığı yetkilerin, parlamenter sistemde devlet başkanlarına tanınan yetkiler gibi olduğu görülür. Örneğin, Cumhurbaşkanı, devletin başıdır. törenli oturumlarda Meclise ve gerekli gördüğü durumlarda Bakanlar Kuruluna başkanlık eder. Cumhurbaşkanı, Meclis görüşmelerine katılamaz ve oy veremez; alacağı bütün kararlar, başbakan ve ilgili bakan tarafından imzalanır; Meclisten çıkan yasaların yeniden görüşülmesini isteyebilir; başka bir deyişle geciktirici veto yetkisi vardır, (m. 35). 1924 Anayasası döneminde Cumhurbaşkanı bu yetkisini kullanma gereğini bile duymamıştır. Cumhurbaşkanının Meclisçe seçilmesi, görev süresinin, Meclisin görev süresi kadar olması, Cumhurbaşkanı ile Meclisin dolaylı da olsa bir ilişki içinde olduğunu göstermektedir. 1924 Anayasası döneminin tek partili rejiminde, ilk iki Cumhurbaşkanının güçlü kişilikleri, politik önder olmaları, Meclisle Cumhurbaşkanı karşı karşıya gelmemiştir.
f) Yargı. 1924 Anayasası, yargı hakkının ulus adına, usul ve yasaya göre, bağımsız mahkemeler tarafından kullanılacağını belirtmiştir. (m. 8). Anayasa, mahkemelerin bağımsızlığını ve yargıç güvencesini düzenleme yoluna gitmemiş, yargı ile ilgili ana ilkelere değinmekle yetinmiş, bunların düzenlenmesini yasaya bırakmıştır.
1924 Anayasası ile yasaların anayasaya uygunluğunu denetlemek için bir anayasa mahkemesi kurulmadığı gibi, anayasaya uygunluk denetiminin mahkemelerce yapılacağı da, öngörülmemiştir. Mahkemeler, içtihat yolu ile bu görevi üstlenmemişlerdir. Anayasa, yasaların anayasaya aykırı olamayacağını belirtmekle yetinmiştir. Hatta Yargıtay, yargıçların, bir yasanın anayasaya aykırılığını incelemeye yetkili olmadıklarını, anayasaya aykırılıklarını ileri sürerek, uygulamaktan kaçınamayacakları içtihadında da bulunmuştur.
g) Hak ve özgürlükler. 1924 Anayasası, Osmanlı Kanunu Esasisi gibi klasik temel hak ve özgürlükleri sıralamak ve kısaca açıklamada bulunmakla yetinmiştir. Anayasada, ekonomik ve sosyal haklar açıkça yoktur. Temel hak ve özgürlüklerin güvenceye alınması yönünde bir düzenleme yoktur, Anayasada var olan temel hak ve özgürlüklerin düzenlenmesi, sınırlarının belirtilmesi, yasama organının takdirine bırakılmıştır. Kısaca belirtmek gerekirse, 1924 Anayasasının özgürlük anlayışı, Fransız Devrimi döneminin özgürlük anlayışını andırmaktadır.
Son Yorumlar